banner
Özel

‘Dezenformasyon deprem kadar yıkıcıdır’

Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fadime Şimşek İşliyen, Türkiye’nin 11 ilini derinden etkileyen deprem felaketinde sosyal ağlar vasıtasıyla oluşturulan dezenformasyonun süreci nasıl etkilediğini değerlendirdi. Fadime..

‘Dezenformasyon deprem kadar yıkıcıdır’
banner

Aksaray Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Fadime Şimşek İşliyen, Türkiye’nin 11 ilini derinden etkileyen deprem felaketinde sosyal ağlar vasıtasıyla oluşturulan dezenformasyonun süreci nasıl etkilediğini değerlendirdi.

Fadime Şimşek İşliyen, “Dezenformasyon deprem kadar yıkıcıdır’ sloganı içinde bulunduğumuz süreci anlatan çok doğru ve yerinde bir söylemdir. Zira yanlış, eksik ve teyitsiz olması sebebiyle dezenformasyona uğrayan bilgilerin kurtarma ekiplerinin işini ne kadar zorlaştırdığını ve psikolojik olarak toplumumuzu ne denli etkilediğini görüyoruz. Bir ve beraber olmamız gereken bir dönemde dezenformasyon, işleri zora sokan ayrıştırıcı bir etki yaratmıştır” dedi.

‘YANLIŞ BİLGİ, DOĞRU BİLGİDEN DAHA HIZLI YAYILIR’

Yapılan araştırmalara göre yanlış bilginin doğru bilgiden daha hızlı yayıldığını ifade eden Şimşek İşliyen, “Hızla yayılım gösteren dezenformasyonların yine aynı hızla teyit edilebilme özelliği vardır. Evet, yanlış bilgiler hızla dolaşıma sokulup yayılım gösterebiliyor ama bununla beraber teknoloji olarak geldiğimiz noktada yalancının mumu da yatsıyı beklemiyor sönmek için. Teyit platformlarında yanlış ve şüpheli bilgileri hemen teyit edebiliyorsunuz. Bu tarz teyit uygulamalarını kullanmak bu bilgilerin yayılma hızını kesebilir” ifadelerini kullandı.

‘DEZENFORMASYON SADECEYANLIŞ BİLGİ DEMEK DEĞİLDİR’

Dezenformasyonun yalnızca ‘yanlış bilgi’ anlamı taşımadığının altını çizen Doç. Dr. İşliyen, şöyle konuştu: “Dezenformasyonu, kasıtlı şekilde yanıltıcı içerik üretmek olarak açıklayabiliriz. Burada amaç kişiye yahut kişilere birtakım gruplara ya da kurumlara zarar vermektir. Bunun için mevcut bilgi ya ciddi anlamda çarpıtılıyor ya da gerçek olmayan bir şey profesyonelce üretilip dolaşıma sokuluyor.
Öte yandan kişilerin kötü niyeti ve kimseye zarar verme amacı olmadığı halde yaptığı paylaşımlar dezenformasyona sebebiyet verebiliyor. Böyle bir duruma mahal vermemek için yapılması gereken şey, herhangi bir şeyi yaymadan/paylaşmadan önce ‘gerçekten doğru olabilir mi?’ yoksa ‘bu bir komplo teorisi mi?’ ‘bu önceden bilinebilen bir şey mi?’ şeklinde sorular sorulup mantıklı cevaplar bulabilmektir. Zira dezenformasyon üretildikten sonra dönüşü yoktur. Birçok insan bilmeden istemeden yalnızca paylaşım yaprak dezenformasyonun üretilmesinde olmasa bile yayılma sürecine katkı sağlayabilir. İşte buradan sonra durum mezenformasyondan çıkıp dezenformasyonun bir halkası haline gelir. Bu halkaya dahil olmamak için kriz anlarında paylaşım yaparken çok daha dikkatli olmamız gerekiyor.”

‘KRİZ ANLARINDA BİLİNÇLİ HAREKET ETMEK FAYDA SAĞLAR’
Kriz anlarında; doğru, gerçek, yalan, yanlış ve sahte her türlü bilginin hızlı ve kontrolsüzce yayılabilme ihtimalinin oldukça yüksek olduğunu dile getiren İşliyen, içinde doğru bilgi olmasına rağmen birçok enformasyonun çarpıtıldığı için dezenformasyona dönüştüğünü bildirdi. Bu tarz durumlarda bilinçli hareket etmenin fayda sağladığının altını çizen Şimşek İşliyen, “İnsanın kriz durumlarında muhakeme yeteneği zayıflıyor olabilir. Ama insan yanlış bilgi konusunda bilinçli olursa bu süreçte bu tarz bilgilere kolay kolay kapılmaz. Kriz anlarında dolaşıma giren ilk bilgiler yüzde yüz kesinlik ve doğruluk taşımaz. Bunun bilincinde olursak her gördüğümüze her duyduğumuza inanmayız” diye konuştu.

DEZENFORMASYONU

NASIL ÖNLERİZ?

Doç. Dr. Fadime Şimşek İşliyen dezenformasyona sebebiyet vermemek için yapılması gerekenleri şu şekilde ifade etti: “Kriz anlarında; başta deprem olmak üzere sel, yangın, salgın gibi ülkeyi etkisi altına alan olaylarda, öncelikle sakin olmalıyız. Sosyal medya hesaplarımızdan duyduğumuz ve gördüğümüz her bilgiyi teyit etmeden paylaşmamalıyız. Paylaşmayarak da yardımcı olabiliriz. Zira yaptığımız her yanlış ve hatalı paylaşım insanları telaşa sürükler ve yardım bekleyen insanlara yardımların geç kalmasına sebebiyet verebilir. Mümkün olduğunca teyitli bilgi paylaşmalıyız. Paylaşım yaparken empati kurmalıyız. Paylaştığımız her kişinin bir ailesi olduğunu yahut paylaşılan kişinin biz olduğumuzu varsayarak paylaşım yapmalıyız. Bilgi kirliliğine sebebiyet verecek paylaşımlardan ve bu kirliliğe neden olan hesaplardan uzak durmalıyız. Çünkü bilgi kirliliği de dezenformasyona sebebiyet verebilir. Öncelikle resmi kurumları takip etmeliyiz. Konu sağlıkla ilgiliyse sağlık bakanlığının resmi hesaplarını, depremse AFAD’ı, sağlık, çevre ve şehircilik bakanlığını ya da Anadolu Ajansı gibi resmi kurum ve kuruşları takip etmeliyiz. Bunun yanı sıra güncel bilgi paylaşımı yapan kaynakları kullanmalıyız. Zira güncel bilgiler süreci ve olayları kavrama açısından önemlidir. İşleri sekteye uğratmamak adına doğru bilgiyi paylaşmak kadar güncel bilgiyi paylaşmaya da dikkat etmemiz gerekir. Ayrıca çok kez iletilmiş bilgiler de dezenformasyona sebebiyet verebilir. Bu yüzden bizim dolaşıma sokacağımız bilgi yine bizim birinci dereceden yakınlarımızdan gelmelidir. Çok kez iletilmiş bilginin doğru olduğu düşünülse de dolaşım esnasında dezenformasyona uğrayacağı unutulmamalıdır. Zira kaynaktan uzaklaşmak yanlış bilgiye götürmektedir. ” Foto-Haber: Sümeyye ÇALIŞKAN

banner

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

banner


ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL


flf motor enerji bilişim ltd. şti. web yazılım tasarım ucuz çelik ev prefabrik site fiyat konteyner bungalov tiny house program web sayfası