Aksaray Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Serkan Koray Zeybek, arpa ve buğday hasadı sonrası yapılan ikinci ekim için yoğun su kullanımı olduğunu ve kuyularda 10 metre tabana çekilme meydana geldiğini hatırlatarak,..
Aksaray Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Serkan Koray Zeybek, arpa ve buğday hasadı sonrası yapılan ikinci ekim için yoğun su kullanımı olduğunu ve kuyularda 10 metre tabana çekilme meydana geldiğini hatırlatarak, sudaki tuz oranın da buna bağlı olarak arttığını aktardı.
Şuan ekili mısırların uçlarının tuzlu sudan yandığına şahit olduklarını söyleyen Zeybek; “Bu yıl yağışların fazla olmasına rağmen Mayıs ayı sonu itibariyle sulama sezonu başladı. Özellikle çöl bölgesi dediğimiz Eskil, Sultanhanı, Yenikent ve Taşpınar bölgesinde su kuyularında bir anda 10 metreye kadar çekilmeler oldu. 100 metre olan suyumuz 110 metre aşağılara indi. Bir kaç yıl önce bu kuyulardan 60-70 metreden su alıyorduk. Her yıl düzenli olarak sularımız aşağı doğru çekiliyor” dedi.
YER ALTI SULARINDA TEHLİKE CANLARI ÇALMAYA BAŞLADI
Bir asırda biriken suyun son 30 yıldır tasarruf etmeden kullanıldığına değinen Zeybek, “10 yıl sonrası şehrimizde su konusu ne olacak? Bu durum bütün çitçilerimizin düşündüğü büyük bir sorun haline geldi. Suyun çekilmesi ile birlikte bu suyu çıkarmak için enerji maliyetlerimizde yükseldi.50 metrede bir birim para harcarken, 100 metrede 2 birim harcamaya başladık. Taban suyunun aşağı çekilmesi ile suyun kalitesi de ciddi oranda bozulmaya başladı. Suyumuzda tuzluluk oranları artmaya başladı. Son bir haftadır Armutlu ve İncesu köyleri tarafında ikinci ekim mısırların uçlarından yandığını gördük. Yaptığımız su analizinde tuz değerleri çok yüksek çıktı. Bizde çitçilerimize damlamayı önerdik. Bu bir tehlike sinyalidir. Çiftçilerimiz tarlalarını ve sularını gelecek nesillere aynı oranda bırakmak için bir çalışma yapmak lazım” diye konuştu.
‘GÜNEŞ PANELLERİ KULLANAN ÇİFTÇİ SUYU HOYRATÇA KULLANIYOR’
Son yıllarda tarım arazilerinde güneş panellerinin kullanım sayılarının ciddi oranda arttığını belirten Zeybek, “Güneş enerjisi sistemlerinde hiçbir düzenleme ve denetim yok. Bedava suluyorum diye çiftçilerimiz gün boyu maalesef sulama yapıyor. Normal bir tarlada 6 saat yağmurlama yaparken, enerji ile sulayanlar ise gün boyu hoyratça su kullanıyor. Taban suyumuzu bitiriyor. Buna bir denetim gelmesi gerekiyor. Suyun bir bedeli olmalı. Nasıl elektriğin bir bedeli varsa, ben suyun bedelinin elektrikten daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Su hayattır. Elektrik üretimi için güneş paneli, rüzgar ve santrallerden faydalanırsın. Ama suyu neyden üreteceğiz? Böyle bir imkanımız yok. Onun için elimizdeki kaynaklara sahip çıkmak zorundayız” dedi. Foto-Haber: Erkan ALTUNTAŞ
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)