Binlerce yıldır birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan ve ardında bıraktığı kültürel kalıntılar ile bizleri büyüleyen mekanlar‘Antik Kent’ olarak adlandırılıyor… Antik Kentler tarihte tapınak, hapishane, kütüphane, liman ticareti, askeri üs,..
Binlerce yıldır birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış olan ve ardında bıraktığı kültürel kalıntılar ile bizleri büyüleyen mekanlar‘Antik Kent’ olarak adlandırılıyor…
Antik Kentler tarihte tapınak, hapishane, kütüphane, liman ticareti, askeri üs, konaklama, mezarlık, tiyatro ve daha birçok nedenle kullanılmak için yapılmıştır.
***
Aksaray, yıllardır tarihi kültürel kalıntılara ev sahipliği yapmaya devam ediyor.
Öyle ki Aksaray ili, merkez ilçe, Helvadere beldesi sınırları içerisinde bir antik kent gizli…
Evet, yanlış duymadınız.
Hasan Dağı’nın eteğinde ve kral yolu üzerinde, Roma ve Bizans Döneminden kalma antik şehrin kalıntıları bugün ayakta kalmaya çalışıyor.
Bu kültürel dokuyu hissedebileceğiniz yer halk arasında ‘Viranşehir’ veya ‘Mikossos’ olarak da adlandırılan ‘Nora Antik Kenti’dir.
Kapadokya bölgesinde geniş bir alan üzerinde yer alan bu yapı günümüze kadar koruma altına alınmayı başarmış.
Helvadere beldesinin güneyinde bulunan bu tarihi kentin adı antik metinlerde de yer almaktadır.
Nora Antik Kenti Doğu Roma İmparatorluğu döneminde bölgesel başkentlerden de biridir.
***
Tarih 1990’lı yılları gösterirken Aksaray’a gelen Alman arkeoloji ekipleri oldukça geniş bir coğrafyayı kapsayan Antik Mokissos’da ilk çalışmaları gerçekleştirerek bir ilke imza attı.
Adıyla ve ruhuyla şehre değer katan Nora’nın tarihinin ise Helenistik döneme kadar uzandığı düşünülüyor.
5-6 yüzyılda altın çağını yaşayan Viranşehir’in dönemi kısa sürmüş ve 8. yüzyılda sonra terk edilmiş.
***
İlk çalışmalardan tam 30 yıl sonra tekrar tarihe ışık tutacak çalışmalar yeniden başlatıldı.
200 hektar alanda kurulan antik kentte konutlar dışında, yıkıntı halinde olanlarla birlikte 32 kilise ve 20 sarnıç bulunduğu biliniyor. Doğal bazalt bloklarıyla inşa edilen konutlar, düzgün kesme taştan anıtsal mezarlar, kiliseler ve sarnıçlardan oluşuyor.
Arkeolojik şehirlerde mezarlıkların ve toplu mezar yerlerinin bulunduğu bölge Nekros- polis (Nekropol) yani ‘ölü şehir’ olarak isimlendiriliyor.
Nora Antik kentinde yapılan yüzey araştırmalarında ise 48 adet Roma mezarı tespit edilmiş ve kentin ‘Nekropol’ olarak kullanılan bir alan içerisinde olduğu ortaya çıkıyor.
Nora Kentine batıda, kuzeyde ve doğuda bulunan dik yamaçlı üç adet kapıdan (geçitten) giriş sağlanıyor.
Yolların birleştiği, bölgenin önemli bir yerleşim merkezi olmasıyla birlikte Bizans’ın askeri garnizonu olarak da kullanıldığı kaynaklarda belirtiliyor.
İlginç olan kısım ise şehrin bir sur duvarlarının bulunmaması…
Bulunduğu yamaçların zaten bir sur duvarı görevi görmesi sur duvarlarına gerek duyulmadığını gösteriyor.
Sizleri tarihin en derinliklerine çeken Nora Antik Kenti,1998 yılında birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir.
Zengin tarihi kalıntılarını içerisinde muhafaza eden Nora, geçmişle bugünün bir yansıması olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarihi ve mimarisiyle iç içe geçen bu kültürel zenginlik insana kendini oldukça özel hissettiren kent sizi tarihi bir yolculuğa çıkartmaktadır.
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)