SUSUZLUĞA HAZIR MIYIZ?

“Doğayla savaş halindeyiz.

Eğer kazanırsak, kaybedeceğiz”

Bir yerde okuduğum bu söz bugünlerde oldukça anlamlı geliyor.

Doğal yaşam alanlarının hızla azalması, orman yangınları, tarımda bilinçsiz su kullanımı, yasa dışı avcılık, kuraklık, toprak, hava ve gürültü kirliliği, hazır tüketim alışkanlıklarındaki hızlı artış ve israf, endüstriyel atıklar, çarpık kentleşme ve daha birçok neden dünyanın dengesini değiştiriyor.

Peki, biz neden doğa ile bir savaş halindeyiz?

Kazanırsak bunun sonucu ne olur hiç düşündük mü?

***

İnsanoğlunun doğaya verdiği zarar, ekolojik dengenin bozulmasıyla birlikte birtakım felaketlere de kapı aralıyor.

-Kuraklık alarm verdiği için büyüleyici doğa harikası mekanlar kaybolmaya yüz tutuyor. (Belki de bir daha eski haline gelmeyecek.)

-Ağaçları yok etmek bizleri ormansız bir dünyaya sürüklüyor.

-Doğada birçok hayvan atıklardan dolayı hayatını kaybediyor.

-İhtiyaç olandan fazlasını tüketmek ve israf etmek su kaynaklarının yok olmasına neden oluyor.

-Bilinçsiz avlanma nesli tükenmekte olan hayvanların varlığını tehlikeye atıyor.

-Hazır gıdaların tüketiminin artması ambalaj atıklarının artışına neden oluyor. (Plastik atıklar doğada çok geç yok oluyor)

Ve daha sayamayacağımız birçok neden iki önemli konuyu ortaya çıkarıyor

İklim krizi ve kuraklığı…

***

BİZLERİ BEKLEYEN TEHLİKE: KURAKLIK

Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan aylık kuraklık haritasına göre Aksaray’ın da aralarında bulunduğu 14 ilimizde olağanüstü bir kuraklık tehlikesi bulunuyor.

Tablo oldukça korkutucu.

Kuraklık çok yakınımızda

Hem de her zamankinden daha fazla…

Düşük yağışlar nedeniyle Aksaray’ın içme su ihtiyacını karşılayan Mamasın Barajı’nda yüzde 20,4 oranında su kaldığı biliniyor.

Vahşi sulama nedeniyle yer altı su kaynakları bitiyor, tarım arazilerinde obruklar oluşuyor, su olmadığı için tarımsal verimlilik düşüyor…

Doğada bir denge var.

Bunu birbirine bağlı bir halkanın zincirleri olarak düşünebiliriz.

Bu zincirlerden bir tanesi eksilirse bozulmalar meydana gelir ve birbirleri arasındaki dengeyi bozar.

Bugün birçok şehirde verilen kuraklık uyarıları bu dengenin bozulmaya başladığını gösteriyor.

Bu dengenin yok olmaması için tedbirli davranmalı ve suyumuza sahip çıkmalıyız.

Yaşamımızın devam etmesi için su kaynaklarını tüketirken çok daha fazla dikkatli olmalıyız.

Canlı veya cansız doğada var olan her şey aslında bizlere birer hediyedir. Üstelik bunu gelecek nesillere en güzel şekilde bırakmak da hepimizin görevidir.

Damlaya damlaya çöl olmasın.

Topraklarımız kurumasın…

Suyumuzu tasarruflu kullanalım ve bir gün susuz kalabileceğimiz bilinciyle yaşayalım…