Şenay karatay 20 yıldır işlettiği yufka dükkânında lezzet dağıtıyor. Şenay karatay 20 yıldır işlettiği yufka dükkânında lezzet dağıtıyor. köy usulü yufka ekmeğin yanı sıra etli mantı, içli köfte, erişte, kesme..
Şenay karatay 20 yıldır işlettiği yufka dükkânında lezzet dağıtıyor. Şenay karatay 20 yıldır işlettiği yufka dükkânında lezzet dağıtıyor. köy usulü yufka ekmeğin yanı sıra etli mantı, içli köfte, erişte, kesme mantı ve gözleme yapan karatay, ev hanımlarına da büyük kolaylıklar sağlıyor.
ablası ile birlikte bu işe başlayan ve daha sonra kosgeb ten 30 bin tl destek alarak kendi iş yerini kurarak hizmet vermeye devam eden karatay, ele emeği ile lezzeti birleştirerek hafızalarda yer tutuyor.
kış döneminde 2 kişi ile çalıştıklarını ve yaz döneminde de çalışan sayısının 4-5″e kadar çıktığını ifade eden karatay; “burada ürettiğimiz ürünlerin hepsi de elemeği. etli mantı, içli köfte, erişte, kesme mantı, yufka ekmek, gözleme yapıyoruz. toptan, kiloyla veya adet olarak satış yapıyoruz. müşterimiz 100 tane yufka istiyor mesela bizde yapıp veriyoruz” dedi.
‘emeĞİ çok, yufka sofraya gelene
kadar 4-5 aŞamadan geçİyor”
yufka yapımının püf noktalarından bahseden karatay: “yufkanın yapıldığı un çok önemlidir. Özlü un olursa hamuru iyi yoğrulursa; yapması da yemesi de zevkli olur. emeği çok, bir yufka sofraya gelene kadar 4-5 aşamadan geçiyor. mantı hamurunun da sert olması lazım ki pişirdiğin zaman hamurlaşmasın, yapışmasın. o ekmek kadar büyük açılmaz sonra ocakta hafif bir dönderip kesiyoruz” diye konuştu.
aile yaşantısını da anlatan karatay, şöyle devam etti: “İki çocuğum var büyük olan oğlum engelli, bir de kızım var. İkisi de benim yanımda, birbirimize kol kanat geriyoruz. onları evde bırakıp gelmek zor oluyor aklım onlarda kalıyor ancak kendi ayaklarımın üzerinde durup evimizi geçindirmem gerekiyor. çocuklarımda bana anlayışlı davranıyor. birbirimizi idare ediyoruz. buradan çıkınca eve gidip yemek yapıyorum ev işlerimi hallediyorum”
‘İnsan sevdİĞİ İŞİ yapinca
Ürettİklerİ de verİmlİ olur”
kadınlara tavsiyelerde bulunan karatay, “kendi ayakları üzerinde dursunlar, kızlarımız okusun bir meslekleri olsun kollarına mesleklerini altın bilezik gibi taksınlar. yaptığınız işi sevin, sevmeyince olmuyor. İnsan sevdiği işi yapınca ürettikleri de verimli olur. başarı gelir. kazansam da kazanmasam da buraya gelip çalışmak işimin başında durmak beni mutlu ediyor, özgüvenim yerine geliyor. birilerine faydalı olduğumu, kendim ve ailem için bir şeyler yaptığımı çabaladığımı hissedince, kendimi iyi hissediyorum. burada ne kadar çok kişi çalıştırırsam o kadar mutlu oluyorum. yaz mevsiminde işlerim artınca eleman alıyorum başka kadınlara da faydamın dokunması beni iyi hissettiriyor” dedi.
‘korkmayacaksin, gerekİrse
her Şeyİ sirtlayip getİreceksİn”
bu işe başladığı günden itibaren yaşadığı zorluklardan bahseden karatay, şunları kaydetti: “İlk açtığımızda doğalgaz yoktu, bir sene karımız olmadan çalıştık doğalgaz olmadığı için kazandığımız tüpe gidiyordu. bir tüp iki günde bitiyordu. sabrettik, dayandık. başarmak için fedakârlık yapmak gerekiyor. arabamız olmadığı için unu getirtmek zorlaşıyordu arayıp getirsinler diyorduk olmuyordu kendi emeklerimizle tabiri caizse sırtlayıp getirdik bir dönem. birilerinden bir işi yapmasını beklemeyeceksin gidip sen yapacaksın. yoksa bekleyince işin yürümez. korkmayacaksın un ise gideceksin kömür mü gideceksin, gerekirse sırtlayıp getireceksin” foto-haber: dilara çİftcİ
Şenay karatay 20 yıldır işlettiği yufka dükkânında lezzet dağıtıyor. Şenay karatay 20 yıldır işlettiği yufka dükkânında lezzet dağıtıyor. köy usulü yufka ekmeğin yanı sıra etli mantı, içli köfte, erişte, kesme mantı ve gözleme yapan karatay, ev hanımlarına da büyük kolaylıklar sağlıyor.
ablası ile birlikte bu işe başlayan ve daha sonra kosgeb ten 30 bin tl destek alarak kendi iş yerini kurarak hizmet vermeye devam eden karatay, ele emeği ile lezzeti birleştirerek hafızalarda yer tutuyor.
kış döneminde 2 kişi ile çalıştıklarını ve yaz döneminde de çalışan sayısının 4-5″e kadar çıktığını ifade eden karatay; “burada ürettiğimiz ürünlerin hepsi de elemeği. etli mantı, içli köfte, erişte, kesme mantı, yufka ekmek, gözleme yapıyoruz. toptan, kiloyla veya adet olarak satış yapıyoruz. müşterimiz 100 tane yufka istiyor mesela bizde yapıp veriyoruz” dedi.
‘emeĞİ çok, yufka sofraya gelene
kadar 4-5 aŞamadan geçİyor”
yufka yapımının püf noktalarından bahseden karatay: “yufkanın yapıldığı un çok önemlidir. Özlü un olursa hamuru iyi yoğrulursa; yapması da yemesi de zevkli olur. emeği çok, bir yufka sofraya gelene kadar 4-5 aşamadan geçiyor. mantı hamurunun da sert olması lazım ki pişirdiğin zaman hamurlaşmasın, yapışmasın. o ekmek kadar büyük açılmaz sonra ocakta hafif bir dönderip kesiyoruz” diye konuştu.
aile yaşantısını da anlatan karatay, şöyle devam etti: “İki çocuğum var büyük olan oğlum engelli, bir de kızım var. İkisi de benim yanımda, birbirimize kol kanat geriyoruz. onları evde bırakıp gelmek zor oluyor aklım onlarda kalıyor ancak kendi ayaklarımın üzerinde durup evimizi geçindirmem gerekiyor. çocuklarımda bana anlayışlı davranıyor. birbirimizi idare ediyoruz. buradan çıkınca eve gidip yemek yapıyorum ev işlerimi hallediyorum”
‘İnsan sevdİĞİ İŞİ yapinca
Ürettİklerİ de verİmlİ olur”
kadınlara tavsiyelerde bulunan karatay, “kendi ayakları üzerinde dursunlar, kızlarımız okusun bir meslekleri olsun kollarına mesleklerini altın bilezik gibi taksınlar. yaptığınız işi sevin, sevmeyince olmuyor. İnsan sevdiği işi yapınca ürettikleri de verimli olur. başarı gelir. kazansam da kazanmasam da buraya gelip çalışmak işimin başında durmak beni mutlu ediyor, özgüvenim yerine geliyor. birilerine faydalı olduğumu, kendim ve ailem için bir şeyler yaptığımı çabaladığımı hissedince, kendimi iyi hissediyorum. burada ne kadar çok kişi çalıştırırsam o kadar mutlu oluyorum. yaz mevsiminde işlerim artınca eleman alıyorum başka kadınlara da faydamın dokunması beni iyi hissettiriyor” dedi.
‘korkmayacaksin, gerekİrse
her Şeyİ sirtlayip getİreceksİn”
bu işe başladığı günden itibaren yaşadığı zorluklardan bahseden karatay, şunları kaydetti: “İlk açtığımızda doğalgaz yoktu, bir sene karımız olmadan çalıştık doğalgaz olmadığı için kazandığımız tüpe gidiyordu. bir tüp iki günde bitiyordu. sabrettik, dayandık. başarmak için fedakârlık yapmak gerekiyor. arabamız olmadığı için unu getirtmek zorlaşıyordu arayıp getirsinler diyorduk olmuyordu kendi emeklerimizle tabiri caizse sırtlayıp getirdik bir dönem. birilerinden bir işi yapmasını beklemeyeceksin gidip sen yapacaksın. yoksa bekleyince işin yürümez. korkmayacaksın un ise gideceksin kömür mü gideceksin, gerekirse sırtlayıp getireceksin” foto-haber: dilara çİftcİ
YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)