Hayata sanatsal dokunuş

aksaray”da güzel sanatlar çatısı altında musiki özelinde birçok projeyi hayata geçiren müzik Öğretmeni ali kemal Şirin, 2010 yılında açtığı sanat okulunda; resim, müzik, bale ve spor gibi alanlarda çeşitli organizasyonların altına imza atıyor.
çocukluğundan bu yana müzikle iç içe olduğunu dile getiren ali kemal Şirin, açmış olduğu villa sanat güzel sanatlar merkezi”nde sanatsal anlamda hem yönetmenlik hem danışmanlık yapıyor. müziğe olan ilgisinin çocuk yaşlarda başladığını söyleyen Şirin, enstrümanlara olan ilgisinin, türk müziğine olan sevgisinin profesyonelleşme noktasında kendisine itici bir kuvvet oluşturduğunu kaydetti.
2001 yılında, selçuk Üniversitesi müzik Öğretmenliğinden mezun olan ali kemal Şirin, “2004 yılında aksaray”da müzik öğretmeni olarak göreve başladım. daha öncesinde konya”da müzik öğretmenliği yapıyordum. 2004 yılından beri aksaray”da güzel sanatlar lisesi”nde müzik öğretmeni olarak çalışmanın yanı sıra, aksaray”da türkü beyler adını verdiğimiz aksaray türkülerini seslendiren bir topluluk kurdum. bunun haricinde kişisel olarak kendi imkânlarımla oluşturduğum türk müziği topluluğumuz var. bu topluluğumuzla faaliyetlerimizi aşağı yukarı 10 yıldır villa sanat çatısı altında yürütmekteyiz. her yıl düzenli olarak katılımcılarımızla çalışmalar yapıyoruz. çalışmaların neticesinde yılsonu konseri adı altında verdiğimiz türk sanat müziği konserlerimiz var. ulusal düzeydeki sanatçıların aksaray”da konser etkinliklerine vesile olmaya çalışıyoruz. bunun yanı sıra aksaray valiliği ile İl kültür turizm müdürlüğü tarafından ‘aksaray İçin çal” başlığında yapılmış 4 tane klipimiz var. sonuncusu, 2021 yılının cumhurbaşkanlığı tarafından yunus emre yılı olarak ilan edilmesine vesile olan ‘yunus İçin söyle” adlı bir klip çalışmasıydı.  diğer kliplerde olduğu gibi bu çalışmanın da sanat yönetmenliğini gerçekleştirdim” dedi.
‘gÜzel sanatlar benİm
İçİn dÜnyanin merkezİ”
güzel sanatların kendisi için ne ifade ettiği anlatan müzisyen Şirin şöyle konuştu: “güzel sanatlar benim için dünyanın merkezi. çok iddialı bir söz olabilir. fakat güzel sanatlar benim mesleğim. hangi alanı hangi bölümü olursa olsun benim mesleğim. adının güzel ve sanat kelimelerinden bir araya geldiği bu iki kavram aslında bütün insanoğlu için yaşamın temelini oluşturmakta. Örneğin; güzel giyinmek, güzel konuşmak, güzel davranmak, güzel yemek, güzel yürümek gibi bir ifade bütünlüğünü düşündüğümüzde güzelliğin hayatımızın her noktasına sirayet ettiğini görüyoruz. bir de işin içine estetik ve incelik girdiği zaman sanat kavramıyla birleşiyor. güzel ve sanat kavramları yan yana geldiğinde, insanı insan yapan temel değerler ortaya çıkıyor.”
‘yetenek dedİĞİmİz Şey, İlgİnİn
yoĞunlaŞtirildiĞi alanlardir”
güzel ve sanat kavramlarının anlamlarına değinen Şirin, bu iki kelimenin insan davranışlarını düzenleyen ve bu davranışları daha estetik hale getiren olgular olduğunu belirtti. herhangi bir sanat dalıyla ilgilenmenin estetik olguları tamamlamak için yeterli olduğundan bahseden Şirin, “kimisi bu estetik davranışlarını bir müzik aletiyle, kimisi kalemiyle-fırçasıyla, kimisi tiyatral kabiliyetiyle ortaya koyabilir. herkeste mutlak surette bir yetenek vardır. yok, zannedilen kişiler henüz onu keşfetmemiştir. evreni ol emri ile var eden tanrının kullarıyız. bu emir ile koskoca evreni yaratırken allah”ın, insanları yetenekli yeteneksiz diye ayırım yapacağını düşünmüyorum. İnsanların dünyaya geldiklerinde bütün dillere, bütün olgulara ve tüm kabiliyetlere hâkim olduğunu, kullanılmayan alanların zamanla köreldiğini düşünenlerdenim. yetenek dediğimiz şey aslında, ilgimizin yoğunlaştığı alanlar olarak ortaya çıkıveriyor” şeklinde konuştu.
‘sanatin bİr ruhu
olmamasi mÜmkÜn deĞİl”
sanatın da bir ruhu olduğuna inanan müzisyen Şirin, herhangi bir sanat dalına ilgisi olan insanın, o sanatın ruhundan etkileneceğini hatta etkilendiğine dair o kişide değişimler gözlemleneceğini ifade etti. sanatın bir ruhu olmadığında sanatla ilgilenen kişilerin de ruh halinde değişimler görülmeyeceğinin altını çizen Şirin, gelişen dünyadan bir örnekle bu tezini şöyle destekledi:  “çağımız teknoloji çağı. robotlar hayatımızın önemli bir kısmını fethettiler. robotlara sanat yaptırmak mümkün mü? evet, mümkün görüyoruz. hatta 18. yüzyılda piyano makineleri, müzik kutuları meydana getirilmiş. dünyanın en gelişmiş robotları dünyanın en zor eserlerini icra edebiliyorlar. peki, biz bundan keyif alabiliyor muyuz? dünyanın en iyi piyanistinin icra ettiği eserle, bir robotun icra ettiği eser arasında hiç fark yok mu? bence insanı bu dünyadaki tüm canlı ve cansız varlıklardan ayıran temel özellik ruhtur. İşin içine ruh girmediği zaman sanatı meydana getirmeniz çok da mümkün değildir. eğer böylesi mümkün olsaydı baskı makinelerinden çıkan harika resimler dünyanın en pahalı tabloları olurdu.”

vİlla sanat okulu İŞte bÖyle kuruldu
2004 yıllarında aksaray”da sanatsal etkinlik arayışı içerisinde olan müzik Öğretmeni Şirin, aksaray hacmindeki sanatsal aktivitelerin bir noktadan sonra yeterli gelmemeye başladığını fark ettiğini anlattı. sanatçı dostları ve öğretmen arkadaşlarıyla birlikte bu noktada kendilerini atıl hissetmeye başladıklarına vurgu yapan Şirin, ‘biliyorsan söyle bildiğini bilsinler, bilmiyorsan sus biliyor zannetsinler” sözünden ilham alarak villa sanat güzel sanatlar merkezini açtıklarını söyledi. müzisyen Şirin, “bir cesaret gösterdik ve bu işi bildiğimize ve yapabileceğimize önce kendimizi sonra etrafımızdakileri ikna ettik. ufak bir başlangıçla küçük bir sanat evi olarak faaliyetlerimize başladık. tam olarak bu işe 2010 yılı haziran ayında başladık. başlıyoruz dediğimiz andan itibaren çok büyük destekçilerimiz oldu. hata yapıyorsunuz, bu şehir bu işin yapılacağı bir şehir değil diye telkinlerde bulunanlarda oldu. İyi ki ikincileri dinlememişiz. çünkü bugün çok büyük bir aileyi güzel sanatlar adı altında toplamayı başardık. o günden beri aralıksız olarak faaliyetlerimiz devam ediyor. asıl hedefimiz bir sanat merkezi olmaktı. aksaray”da ilgi görebilecek sanat kavramlarının olmasını istiyorduk. bu nedenle müzik kurslarımız, resim atölyemiz, bale derslerimiz bu faaliyet alanımızın içinde mevcut. müzik alanında neredeyse tüm enstrümanların eğitimini verebiliyoruz. yanı sıra resim atölyemizde resim alanında kendini geliştirmek isteyen her yaş grubundan bireye resim eğitimi verebiliyoruz. yine bale derslerini villa sanat”ın çatısı altında profesyonel anlamda vermeye devam ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘taŞin altina aksaray İçİn elİmİzİ koyuyoruz”
güzel sanatlar merkezindeki eğitici kadroyu nasıl oluşturduklarından bahseden ali kemal Şirin, kemik kadroyu oluştururken eğitmen arayışı içerisinde olmadıklarını aksine alanında uzman kişilerin kendileriyle temasa geçtiklerini ve bu şekilde geniş güzel bir kadroyla çalışma imkânı yakalamış olduklarını anlattı.
güzel sanatlar merkezinin faaliyet gösterdiği alanlara, hitap ettikleri kitlelere değinen Şirin şöyle konuştu: “müzik alanında 4 yaştan itibaren enstrüman eğitimi için derslerimiz mevcut. genellikle bu yaş grubunu piyano ile tanıştırarak başlangıç yapıyoruz. dileyen öğrencilerimiz 8 yaşından itibaren diğer çalgı aletleriyle devam edebilir. yanı sıra, hem çocuklar hem gençler hem de yetişkinler için koro faaliyetlerimiz var. resim bölümümüzde ise 4 yaştan itibaren, üst sınır koymaksızın her yaşa her bireye her algıya dönük eğitim çalışmalarımız mevcut. bale kurslarımız haftada bir gün ankara”dan gelen uzman sanatçı arkadaşlarla aktif şekilde devam etmekte. ayrıca kadınlar için özel bir çalışma sahası oluşturduk. zumba, plates, aerobik, step gibi hem fiziki ihtiyaçlarını giderecek hem de sağlıklı ve keyifli bir ortamda zaman geçirebilecekleri alanımız var. yani biz aksaray için yapılacak sanatsal faaliyetlerde taşın altına elini koyanlardan olmayı tercih ediyoruz. bu bizim misyonlarımızdan bir tanesi. buradan aldığı eğitimlerle, halk eğitim merkezlerinde, sahnelerde, konservatuarların çeşitli birimlerinde akademik olarak çalışan çok öğrencimiz var. bizim için birer başarıdır bunlar.”

‘sanatta esas devamliliktir”
sanat okulunda farklı bir hava oluşturmaya çalıştırdıklarını hatırlatan Şirin, ” buraya gelsinler, burada ki atmosferi görsünler. biz, gelip de buradaki havadan etkilenmeyen ya da keyif almayan birine şahit olmadık. gelen gitmiyor. her geçen gün ise ailemiz biraz daha büyüyor İsteğimiz, gerçekten sanatla ilgilenmek isteyen insanların bizleri bulmaları ve devamlılık sağlamalarıdır. sanatı sürekli hayatınızda bulundurmazsanız incelikten ve estetikten uzaklaşırsınız. sanatta esas olan devamlılıktır” dedi.  foto-haber: sümeyye çaliŞkan