HOŞGELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN

Bizleri mübarek Ramazan ayına ulaştıran, bizlere iman nimetini bahşeden, Müslüman bir ülkede özgürce ibadet etmeyi lütfeden, kendisini tanıtmak ile şereflendiren Yüce Rabbimize hamd-ü senalar olsun.

Gelişi ile tüm İslam alemini sevince boğan, üzerimize sekine yağmuru yağdıran, başında ayrı,ortasında ayrı, sonunda apayrı müjdeler ile bizleri buluşturan Ramazan ayı Hoşgeldi.

O,daima bize geldi adım adım, koşarak özlemle, hasretle geldi. Kim olduğumuzu ve ne olmamız gerektiğini hatırlatmak için geldi.

O’nu nasıl karşıladığımızdan ziyade nasıl uğurladığımız da çok önemli. Sabırla,sebatla,sonsuz bir yakarış duygusuyla ağırlanmak bu aya en yakışır ev sahipliği olsa gerek.

Kıymetli Okurlarım, Allah’ın izniyle, bugünden itibaren mübarek Ramazan ayı boyunca her gün bu köşede sizlerle buluşacak, Ramazan’ın çeşitli yönlerini ve orucun önemini keşfetmeyi amaçlayan bir sohbet dizisi sunacağım. Bu kutsal ayın benzersiz yönlerine ve önemlinoktalarına dikkat çekerek, on bir ayın sultanının manevi atmosferini birlikte yaşamaya çalışacağız. İnşallah, gerçekleştireceğimiz sohbetler aracılığıyla Ramazan’ın maneviyatını daha yakından hissederek, bu ayın bize sunduğu ruhani yenilenme imkanını en iyi şekilde kullanabiliriz. Ramazan ayının bereketini, huzurunu ve manevi güzelliklerini birlikte tecrübe ederek kalplerimizi aydınlatır ve hayatımızı daha da zenginleştiririz.

Siz değerli okurlarımı, bu manevi yolculukta bana eşlik etmeye davet ediyorum. Bu yazı serisi boyunca hem bilgi sahibi olacak hem de ruhen zenginleşeceğiz. Bu vesileyle, ilk yazımızı bir giriş niteliğinde, Ramazan ayının genel bir tanıtımı ile başlamak istiyorum.

Hoş Geldin Ya Şehri Ramazan

Ramazan, İslam dininin kalbinde yer alan, mübarek ve maneviyat dolu bir aydır. Bu kutsal zaman dilimi, biz Müslümanların hayatında derin bir içsel muhasebe ve manevi bir yenilenme dönemidir. Oruç tutmak, bu ayın en belirgin ibadetlerinden biri olup, Müslümanların sabır, disiplin ve kendine hakimiyet gibi erdemleri geliştirmesini sağlar. Ramazan, aynı zamanda, Allah’a olan borçlarımızı yerine getirme ve onun sonsuz rahmet ve mağfiretine ulaşma çabasıdır.

Rabbimizin de buyurduğu gibi;

“Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden Ramazan ayını idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadığı günler sayısınca) başka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylık ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayıyı tamamlamanız ve size doğru yolu göstermesine karşılık, Allah’ı tazim etmeniz, şükretmeniz içindir.” (Bakara/185)

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), Ramazan’ın faziletine dair bizlere, oruç tutmanın, samimi bir inanç ve Allah’ın rızasını kazanma arzusuyla yapıldığında, tüm geçmiş günahların affedileceğinin (Buhârî, Îmân 28, Savm 6)müjdesini vermiştir. Bu, orucun sadece fiziksel bir temizlenme değil, aynı zamanda bir manevi arınma süreci olduğunu göstermektedir. Ramazan ayı, şeytanların zincirlendiği, cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı ve cehennem kapılarının kapandığı mübarek bir zaman dilimidir.

Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim’in indirilmeye başlandığı ay olan Ramazan, aynı zamanda “Kur’an Ayı” olarak da bilinir. Bu dönemde, Kur’an’ı daha sıkı bir şekilde okur ve üzerine tefekkür ederiz. Teravih namazları ve gece kılınan Teheccüd namazları ile birlikte, Kur’an-ı Kerim’in sesi, gecelerimizi aydınlatır, kalplerimize huzur ve maneviyat aşılar. Ramazan, aynı zamanda, Kur’an-ı Kerim ile olan bağımızı güçlendirmek ve onun mesajlarını hayatımıza entegre etmek için bir fırsattır.

Oruç, yalnızca gündüzleri yiyecek ve içecekten kaçınmayı değil, aynı zamanda kötü alışkanlıklar, olumsuz düşünceler ve davranışlardan uzak durmayı da içerir. Bu dönemde Müslümanların dilini, gözünü, kulağını ve kalbini koruması, yalan, dedikodu ve tüm zararlı alışkanlıklardan kaçınması gerekir. Böylece oruç, sadece bedeni değil, ruhu da temizleyen bir ibadet haline gelir.

Ramazan’ın bir diğer önemli yönü, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmadır. Müminler, bu ayda sadaka vermenin ve ihtiyaç sahiplerine yardım etmenin önemini daha da derinden hisseder. İftar sofraları, komşuluk ilişkilerini güçlendirir, aile bağlarını pekiştirir ve toplumun çeşitli kesimleri arasında birlik ve beraberliği teşvik eder.

Ramazan ayının sona ermesi ile birlikte, Ramazan Bayramı’nı kutlarız. Bu, orucun sona erdiğinin ve Allah’ın rahmet ve mağfiretine sığınmanın sembolüdür. Bayram, sevgi, mutluluk ve hoşgörünün paylaşıldığı, aile ve arkadaşlarla bir araya gelinen özel bir zamandır. Ramazan ve ardından gelen bayram, bizlere yıl boyunca taşımamız gereken manevi değerleri ve insanlık derslerini hatırlatır.

Kıymetli Okurlarım,her birimizin hafızasına kazınmış bir Ramazan kokusu,tadı,sesi ve görüntüsü var evlerimizde,sokaklarımızda,mahallelerimizde,en önemlisi içimizde oluşan değişimin müsebbibidir Ramazan.

Bir misafir düşünün ki elinde paha biçilemez değerde hediyelerle evinize geliyor ne yapardınız?Üstelik siz onu değil o sizi ağırlıyor.Sizi olduğunuz yerden ulvi bir mekâna doğru yolculuğa çıkarıyor. Ramazan ayı hepimiz için özel yeri olan bambaşka manalar yüklediğimiz, anılarımızla özdeşleştirdiğimiz bir ay.

Kısacası Ramazan, her Müslüman için, kendini yeniden keşfetme, manevi bir yolculuğa çıkma ve Allah’ın sonsuz rahmetine ulaşma fırsatı sunan çok özel bir zamandır. Bu mübarek ay, hayatımızın koşuşturmacası içinde sık sık unuttuğumuz değerleri hatırlatır; sabır, şükür, merhamet ve toplumsal dayanışmanın önemini bizlere bir kez daha öğretir. Ramazan, aynı zamanda, dünya genelindeki Müslüman toplulukları bir araya getiren, ortak bir maneviyat ve kardeşlik duygusu yaratan bir aydır.

Bu kutsal ayın her birimize huzur, sağlık ve mutluluk getirmesini; mübarek Ramazan ayının hayırlara vesile olmasını dilerim. Bu ayın, gönüllerimizi birleştirmesi ve manevi huzura eriştirmesi duasıyla…