‘Zekat ibadeti kişiyi cimrilik hastalığından kurtarır’

Aksaray Müftüsü Veysel Işıldar, zekat ibadetinin faziletlerini anlatarak, zekatı; kimin, ne zaman, ne kadar miktarda ve kime verilmesi gerektiğiyle ilgili soruları yanıtladı. Zekatın Ramazan ayı içerisinde verilmesinin adet haline geldiğini bunun sebebi olarak da Ramazan ayında yapılan ibadetlerin daha çok sevap kazandırdığını ifade eden Işıldar, “Zekât vermenin belli bir zamanı yoktur. Oruç ve hac ibadetlerinde olduğu gibi nisap miktarı malın üzerinden bir kamerî yıl geçmesi gerekir. Bununla beraber bu süre dolar dolmak vermek de farzdır. Zekat verecek kişinin tercihine bağlı olarak ister hemen ister de Ramazan ayında verilmesi münasiptir. Ama tabi Ramazan mübarek bir ay olduğu için bu ayda zekat verilmesi daha sevaptır” şeklinde konuştu.

‘NİSAP MİKTARI MALIN ÜZERİNDEN  BİR KAMERİ YIL GEÇMESİ GEREKİR’

Zekatın kimlere fark olduğunu bildiren Işıldar, “Sahip olduğumuz asli ihtiyaçlarımızın ve mal varlıklarımızın dışından birikmiş olan 80 gram altınınız varsa ya da bunun karşılığında 80 grama tekabül eden birikmiş paranız veya kıymetli eşyanız varsa bunun 40’ ta birini zekat olarak vermekle yükümlü olursunuz. Dinen zengin sayılırsınız. Tabi bu birikmiş paranın üzerinden de bir kameri yılın geçmiş olması gerekir” dedi. Zekatın kimlere verilmesi gerektiğini belirten Müftü Işıldar, “Zekâtın verileceği kimseler Kur’an-ı Kerim’de; fakirler, miskinler, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar, müellefe-i kulûb adı verilen kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen kimseler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihad edenler ve yolda kalmış olanlar” şeklinde Tevbe suresinde belirtilmiştir. Zekat veremeyeceğimiz kimseler ise; dede, nene, anne, baba, eşler, çocuklar ve torunlardır” diye konuştu.

‘ZEKAT İBADETİ ALLAH’A OLAN ŞÜKRÜMÜZÜN GÖSTERGESİDİR’

Zekat ibadetinin farz oluşuyla ilgili Kur’an-ı Kerim’de birçok ayetin olduğunu söyleyen Işıldar, “Namazı tam kılın, zekâtı hakkıyla verin’, ‘Onlara, ancak, dini Allah’ın emrettiği şekilde yaşayarak ve hanîfler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu’ şeklindeki ayetler zekatın farz kılındığını göstermektedir” ifadelerini kullandı. Zekat kelimesinin anlamına değinen Müftü Işıldar şöyle konuştu: “Kelime olarak temizlik, artma, lâyık olma, bolluk ve bereket içinde yaşama anlamlarına gelen zekat ibadetini yerine getiren kişi cimrilik hastalığından kurtulur, aynı zamanda da kendisini cömertliğe alıştırır ve Yüce Allah’ın övgüsünü kazanır. Bedenin şükrü olduğu gibi, elde edilen malın da şükrü vardır. Zekat ibadeti de Allah’a şükrümüzün göstergesidir.” Foto-Haber: Sümeyye ÇALIŞKAN