banner
Köşe yazıları

HER ŞEYİ OLAN ÇOCUĞUN KEŞFETME HAKKI OLMAZ

Arkadaşımla günümüz ailelerinden, kendi anne babalarımızın bize sunmadığı ya da sunamadığı imkânlardan bahsediyorduk. Konu nesil farklılıklarından doğan çocuk yetiştirme süreçlerinin ve stillerinin bireyi nasıl şekillendiğine gelmişti ki orada bir şey..

HER ŞEYİ OLAN ÇOCUĞUN KEŞFETME HAKKI OLMAZ
banner

Arkadaşımla günümüz ailelerinden, kendi anne babalarımızın bize sunmadığı ya da sunamadığı imkânlardan bahsediyorduk. Konu nesil farklılıklarından doğan çocuk yetiştirme süreçlerinin ve stillerinin bireyi nasıl şekillendiğine gelmişti ki orada bir şey fark ettik. Önce doğru kabul ettiğimiz ama daha sonra doğruluğunu sorguladığımız bir önermeyle karşı karşıyaydık.

İlerde doğacak çocuklarım için bir kütüphane oluşturmak istiyorum diyen bir tanıdığından bahseden arkadaşım, bunun gerçekten de önemli bir şey olduğunu ifade etti. Orada bir an durdum ve çocuk Sevda olarak düşündüm. Daha ben doğmadan neler okuyacağıma ve dolayısıyla neleri nasıl düşüneceğime karar vermiş, merak ettiğim her kitabı araştırma ve ulaşma kaygısı duymadan elimi koymuş gibi bulabileceğim bir aile ortamına doğmak ister miydim? Hayatında hiç okula gitmeyen babamı ve okuma yazma bilmeyen annemi düşündüğümde onlarla yaşadığım aile ortamının tüm imkânsızlıklara rağmen bana büyük bir keşif özgürlüğü sağladığını fark ettim. Sürekli gittiğim halk kütüphanesinde Suç ve Ceza’yı görüp okumaya karar verdiğimde henüz on beş yaşındaydım. Kimsenin etkisi olmadan kendi imkânlarımla ulaştığım o kitaptan aldığım tadı hâlâ unutamıyorum.

Bu kütüphane tartışması bana yeni soruların da kapısını araladı. İyi anne baba olmanın yolu çocuklarına her şeyi hazır bir şekilde sunmaktan mı geçer? Anne baba çocuklarına kütüphane oluşturmak zorunda mıdır? Siz ne düşünürsünüz bilmiyorum ama bana kalırsa değildir değerli okurlar. Hayata kendi keşifleriyle kendi kütüphanesini kurabilen, bireyselliğini kazanmış çocuklar katabilmek daha önemli değil midir?

Bu kütüphane tartışmasının hayatın her alanında geçerli olduğunu düşünüyorum. Bak burada bir kuş yuvası var diyerek ağacı işaret ettiğiniz çocuk yalnızca ağacın tepesindeki kuş yuvasına odaklanacaktır. Her gün bir kez gökyüzüne bakmayı öğrettiğiniz çocuk ise bulutları fark edecek, yağmuru tanıyacak, kuşların göç merasimine denk gelecek ve dolayısıyla ağacın tepesindeki kuş yuvasına gelene kadar binlerce yol ve bağlantı keşfedecektir. Her şeyi hazır bulan çocuğun keşfetme hakkı da elinden alınmış olur bana kalırsa. Yeter ki çocuğun gökyüzüne bakan bir ailesi olsun, birinin kuş yuvasını işaret etmesine hiç ihtiyaç duymayacaktır.

banner

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

banner


ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL


flf motor enerji bilişim ltd. şti. web yazılım tasarım ucuz çelik ev prefabrik site fiyat konteyner bungalov tiny house program web sayfası