‘İnsanlık, tarihin en zor dönemlerini yaşamaktadır’

aksaray Üniversitesi konferans salonu”nda düzenlenen Önder İmam hatipliler derneği 18″inci İmam hatipliler kurultayı”nın 3″üncü oturumuna prof. dr. ali erbaş katılım sağladı. kurultaya, aksaray valisi hamza aydoğdu, aksaray Üniversitesi rektörü prof. dr. yusuf Şahin, Önder İmam hatipliler derneği üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.
kurultay”da konuşma yapan diyanet İşleri başkanı prof. dr. ali erbaş,”İmam hatip nesli, inancı ve vatanı ile mukaddesi nice destanlar yazan milletimizin yüreğindeki mücadeleci ruhunun, azminin, duasının temsilcisi ile bir nesildir. İmam hatip nesli islamın ümmeti vasat yadı ümmet düşüncesinin ve anadolu irfanının günümüze yansımasıdır” dedi.
İmam hatip mefkûresi ve geleneğinin bu topraklar için tarihi bir öneme sahip olduğunu ifade eden erbaş, ”  müslümanların İslam”ın hakikatine yabancılaştıran İslam coğrafyasını adalete, merhamete, barışa ve huzura ile vahdete hasret bırakan temel badirelerdir. İnsanlık, bu gün dünyada savaşlar, salgınlar, yoksulluk, terör eylemleri ile umutsuzluk gibi devasa sorunların kuşatması altında, tarihin en zor dönemlerini yaşamaktadır. İnsanlığı kuşatan bütün bu olumsuz tablonun ardında bilgi, inanç ile hayat tasarrufu ekseninde ortaya çıkan savrulmaların yer aldığı görüyoruz” şeklinde konuştu.
erbaş, İslamiyet için rönesansın allah resulü peygamber efendimizin gelişi ile başladığını belirten söyledi.
‘İlmİn bÜtÜn alanlarina
ÖncÜlÜk etmİŞİz”
erbaş, sözlerini şöyle devam sürdürdü; ”rönesansı, doğuş ve yeniden doğuş anlamına gelmektedir. 15 ile 16″ıncı yüz yıllarda fransa”da başlamıştır oysa biz rönesansı 7 asır boyunca avrupa”nın 7 asır öncesinden itibaren başlatmışız. müslümanlar insanlığın inkişafına ve olarak ilmin bütün alanlarında öncülük etmişiz. burada dinin yaşanan hayatla irtibatının zayıflatılması,  bireysel ve sosyal olarak İslami olarak doğru ve gerçekçi olarak pratik çözümler getirilememesi. bu durum hayatın içindeki konularda inancın ikinci planda kalmasına yahut inancın hayatın dışına itilmesine sebep olmaktadır. İnanç sokakta olmasın, mahallede olmasın veya şehirde olmasın insanın içinde olsun gibi bir anlayış var ya? İnanç, insanla allah arasında olsun evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine, yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan oralar adeta aydınlatsın. bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir. yaşanan hayatta bireysel sorunların ve sosyal gerçeklikleri dikkate almayan bir din anlayışının nesiller ve kitleler tarafından kabul görmesi mümkün değildir” foto-haber: erdi ulukaya
aksaray Üniversitesi konferans salonu”nda düzenlenen Önder İmam hatipliler derneği 18″inci İmam hatipliler kurultayı”nın 3″üncü oturumuna prof. dr. ali erbaş katılım sağladı. kurultaya, aksaray valisi hamza aydoğdu, aksaray Üniversitesi rektörü prof. dr. yusuf Şahin, Önder İmam hatipliler derneği üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı.
kurultay”da konuşma yapan diyanet İşleri başkanı prof. dr. ali erbaş,”İmam hatip nesli, inancı ve vatanı ile mukaddesi nice destanlar yazan milletimizin yüreğindeki mücadeleci ruhunun, azminin, duasının temsilcisi ile bir nesildir. İmam hatip nesli islamın ümmeti vasat yadı ümmet düşüncesinin ve anadolu irfanının günümüze yansımasıdır” dedi.
İmam hatip mefkûresi ve geleneğinin bu topraklar için tarihi bir öneme sahip olduğunu ifade eden erbaş, ”  müslümanların İslam”ın hakikatine yabancılaştıran İslam coğrafyasını adalete, merhamete, barışa ve huzura ile vahdete hasret bırakan temel badirelerdir. İnsanlık, bu gün dünyada savaşlar, salgınlar, yoksulluk, terör eylemleri ile umutsuzluk gibi devasa sorunların kuşatması altında, tarihin en zor dönemlerini yaşamaktadır. İnsanlığı kuşatan bütün bu olumsuz tablonun ardında bilgi, inanç ile hayat tasarrufu ekseninde ortaya çıkan savrulmaların yer aldığı görüyoruz” şeklinde konuştu.
erbaş, İslamiyet için rönesansın allah resulü peygamber efendimizin gelişi ile başladığını belirten söyledi.
‘İlmİn bÜtÜn alanlarina
ÖncÜlÜk etmİŞİz”
erbaş, sözlerini şöyle devam sürdürdü; ”rönesansı, doğuş ve yeniden doğuş anlamına gelmektedir. 15 ile 16″ıncı yüz yıllarda fransa”da başlamıştır oysa biz rönesansı 7 asır boyunca avrupa”nın 7 asır öncesinden itibaren başlatmışız. müslümanlar insanlığın inkişafına ve olarak ilmin bütün alanlarında öncülük etmişiz. burada dinin yaşanan hayatla irtibatının zayıflatılması,  bireysel ve sosyal olarak İslami olarak doğru ve gerçekçi olarak pratik çözümler getirilememesi. bu durum hayatın içindeki konularda inancın ikinci planda kalmasına yahut inancın hayatın dışına itilmesine sebep olmaktadır. İnanç sokakta olmasın, mahallede olmasın veya şehirde olmasın insanın içinde olsun gibi bir anlayış var ya? İnanç, insanla allah arasında olsun evine ve ticaretine, siyasetine, adaletine, yansımasın diye ortalığı ayağa kaldırıyorlar. İnançtan oralar adeta aydınlatsın. bu düşünce insanlığı bu noktaya getirmektedir. yaşanan hayatta bireysel sorunların ve sosyal gerçeklikleri dikkate almayan bir din anlayışının nesiller ve kitleler tarafından kabul görmesi mümkün değildir” foto-haber: erdi ulukaya