Psikolog tabuları yıkıldı

Aksaray’da psikolojik danışmanlık hizmeti veren Güllü Ünal son yıllarda psikolojik danışma merkezlerine ve psikiyatri servislerine ciddi bir yönelme olduğunu söyledi.

Mesleğe başladığı yıllardan bu yana kadar geçen süreci değerlendiren Psikolog Ünal, “Aksaray’da 10 yıldır mesleğimi icra ediyorum. Benim mesleğe başladığım ilk yıllarda Aksaray’da hem psikolojik danışmanlık veren merkez sayılıydı hem de psikologlara danışma talebi çok azdı. Yani psikoloğa gitme kültürü, ya da bir psikiyatriye danışman isteği yoktu. Son yıllarda ise klinikler bir hayli arttı” dedi.

Önceki dönemlerde insanların sadece fiziksel rahatsızları nedeniyle hastaneye ya da doktora gitmeyi tercih ettiklerini söyleyen Ünal, insanların ruhsal bozukluk durumlarında, psikolojik sıkıntılar yaşadıklarında bir tedaviye ihtiyaç duymadıklarını kaydetti.

Psikolog Ünal, İhtiyacı olan ve doktora gitmeyi düşünen insanların da toplum baskısından, yargılanmaktan, dışarıdaki insanların kötü yorumlarına maruz kalmaktan korktukları için destek almadıklarını vurguladı.

‘TELEVİZYON İÇERİKLERİNDE

PSİKOLOG KARAKTERLERİ ARTTI’

Günümüzde ise bu durumun çok farklı yönde seyrettiğine işaret eden Ünal, “Hem psikolojinin hem de psikoterapinin insan için gerekli olduğunu kabul ettik. Tabi bu kanıları yıkmak kolay olmadı. İnsanlar bazı şeylerden etkilenerek bu durumu aştı. Özellikle televizyon içerisindeki çeşitli dizilerin psikologlara günlük hayat içerisinde yer vermesi buna ciddi anlamda katkı sağladı. Bildiğiniz üzere televizyonun öğretme işlevi vardır ve bundan yola çıkarak insanlar dizilerde gördüğü ‘psikoloğa gitme kültürünü’ kendi yaşamlarında tatbik ettiler. Bu hem insanlardaki psikologlara karşı önyargıları kırdı hem de psikoloğa gitme alışkanlığı oluşturdu” diye konuştu.

SAHİP OLUNAN EŞYALARIN YARIŞTIĞI

BİR PLATFORM: SOSYAL MEDYA

Televizyonun bu şekilde oluşturduğu altyapıdan sonra sosyal medyanın durumu farklı bir boyuta taşındığını kaydeden Ünal, sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Sosyal medyada insanlar en iyi ve en mutlu anlarını paylaşıyorlar. İyi ve mutlu anı olmayan insanlar bu tarz bir paylaşımda bulunamayınca ruhsal olarak bunalıma giriyor. Çünkü bu noktada insanlar hep bir kıyaslama içerisinde oluyor. Okuduğumuz okuldan tutun yiyip içtiğimiz ürünler, kullandığımız, satın aldığımız şeyler, sosyal medyada yarışıyor. Bu yarışta uzun süre mutsuzluk yaşayan insanlar psikologlara başvuruyor. Sosyal medya ve televizyon kullanıcısı her yaş grubundan insan olduğu için psikologlara da son dönemlerde her yaş grubundan insan gelmeye başladı. Evli olan kişiler evlilikle alakalı terapi almaya, yaşı küçük olan çocuklar okula uyum sağlayamama problemini çözmeye, sosyalleşemeyen insanların yaşadığı özgüven problemini atlatmaya yönelik psikologlar tercih ediliyor.” Foto-Haber: Sümeyye ÇALIŞKAN