Babacan Aksaray’da

demokrasi ve atılım (deva) partisi genel başkanı ali babacan, "ekonominin de, kalkınmanın da, zenginleşmenin de temelinde hukuk, insan hakları ve demokrasi vardır. o temel sağlam atılmazsa üzerine düzgün bir ekonomiyi inşa edemezsiniz." dedi.
babacan, aksaray kültür merkezi konferans salonunda düzenlenen partisinin aksaray merkez İlçe 1. olağan kongresinde yaptığı konuşmada, dinamik ve genç bir ekiple yola çıktıklarını ve kısa bir süre içinde teşkilatlanmalarını tamamlayarak aksaray kongresini yapacaklarını söyledi.
türkiye”de hukukun üstünlüğü tesis edilmeden ne yapılırsa yapılsın olmayacağını hatırlatan babacan, şöyle konuştu:"olmayacak dedik ve maalesef olmuyor. ekonominin de, kalkınmanın da, zenginleşmenin de temelinde hukuk, insan hakları ve demokrasi vardır. o temel sağlam atılmazsa üzerine düzgün bir ekonomiyi inşa edemezsiniz. bizi tabi ki takip ediyorlar, duyuyorlar ve görüyorlar. kulaklarında kaldığı kadarda söylediklerimizi ara ara tekrar ediyorlar. geçtiğimiz hafta cuma günü gecenin bir yarısı alınan kararlara bir bakalım. hem insan hakları alanında hem de ekonomi alanında ihlaller ardı ardına gelmeye başladı. reform falan hepsi bir anda buharlaştı. İnsan haklarıymış, özgürlüklermiş ayaklar altına alınarak çiğnenmeye başladı."
babacan, hükümetin türkiye”yi uzunca bir süredir karanlığa soktuğunu, karanlıklarda alınan kararlarla askeri ve muhtıra dönemlerinde olduğu gibi yönetmeye başladığını anlattı. tüm dünyada İstanbul sözleşmesi olarak bilinen ve imzalanan temel insan hakları belgesinin yok sayılamayacağını belirten babacan, "bu iptal tek bir imzayla yapılıyor. uluslararası sözleşmeler nasıl yapılır? taraflar arasında uzun uzadıya müzakere edilir. bütün teknik bürokratik süreçler tamamlanır. ondan sonra bu sözleşme tbmm”ye gelir. dış İlişkiler komisyonunda madde madde masaya yatırılır ve komisyondan geçer, genel kurula gelir. 600 milletvekilinin oyuyla kabul edilir. ondan sonra da hükümet bunu yürürlüğe sokar. basit bir süreç değil, yüzlerce kişinin süzgecinden geçer. 30″dan fazla ülkenin ortak değer olarak kabul ettiği bütün bu ilkeler tek bir kişinin imzasıyla yok sayılamaz. böyle bir hukuk kuralı yok." diye konuştu.
‘yanliŞlarin bedelİnİ
mİlletİmİz ÖdÜyor”
babacan, ülkenin başındaki en büyük problemlerden bir tanesinin bu tek imza olduğunu ortak aklın, konuşmanın ve istişare kavramlarının kaldırıldığın vurguladı.
Şu anda kapalı odalar içerisinde çalışmalar yürüttüklerini, makul seslere kulaklarını kapattıklarını aktaran babacan, şunları kaydetti: "bütün bu yanlışların bedelini şu anda milletimiz ödüyor. türkiye”de yaşayan kadınlar ve gençler ödüyor. kendilerinin bir bedel ödediği yok. İnşallah ilk seçimde bu bedeli ödeyecekler. her işin bir hesap günü gelir. bu aziz millet o hesap günü geldiğinde bunun mutlaka hesabını sorar ve gereğini yapar. biz ekibimizle birlikte bu ülkeyi refaha çıkartırız. 2008-2009″da bütün dünya ekonomik krizle kavrulurken, komşumuz yunanistan”dan İtalya”ya, portekiz”den İrlanda”ya yani hepsi borcunu ödeyemez duruma düşmüşken türkiye bu krizden sıyrılıp çıktı. biz bunu yaptık. en az 2 defa bu ülkeyi çok kötü durumdan çektik ve çıkardık. çokta hızlı yaptık. bütün bu olanlara ve zorluklara rağmen bu ülkeyi içine düştüğü çukurdan çok hızlı bir şekilde çıkarırız, inanın bir kâbustan uyanma hızıyla bu ülke düzelir. biz bunu yaparız. sebebi çok basit, bu ülkenin problemlerinin kaynağında kötü yönetim var." foto-haber: erkan altuntaŞ
demokrasi ve atılım (deva) partisi genel başkanı ali babacan, "ekonominin de, kalkınmanın da, zenginleşmenin de temelinde hukuk, insan hakları ve demokrasi vardır. o temel sağlam atılmazsa üzerine düzgün bir ekonomiyi inşa edemezsiniz." dedi.
babacan, aksaray kültür merkezi konferans salonunda düzenlenen partisinin aksaray merkez İlçe 1. olağan kongresinde yaptığı konuşmada, dinamik ve genç bir ekiple yola çıktıklarını ve kısa bir süre içinde teşkilatlanmalarını tamamlayarak aksaray kongresini yapacaklarını söyledi.
türkiye”de hukukun üstünlüğü tesis edilmeden ne yapılırsa yapılsın olmayacağını hatırlatan babacan, şöyle konuştu:"olmayacak dedik ve maalesef olmuyor. ekonominin de, kalkınmanın da, zenginleşmenin de temelinde hukuk, insan hakları ve demokrasi vardır. o temel sağlam atılmazsa üzerine düzgün bir ekonomiyi inşa edemezsiniz. bizi tabi ki takip ediyorlar, duyuyorlar ve görüyorlar. kulaklarında kaldığı kadarda söylediklerimizi ara ara tekrar ediyorlar. geçtiğimiz hafta cuma günü gecenin bir yarısı alınan kararlara bir bakalım. hem insan hakları alanında hem de ekonomi alanında ihlaller ardı ardına gelmeye başladı. reform falan hepsi bir anda buharlaştı. İnsan haklarıymış, özgürlüklermiş ayaklar altına alınarak çiğnenmeye başladı."
babacan, hükümetin türkiye”yi uzunca bir süredir karanlığa soktuğunu, karanlıklarda alınan kararlarla askeri ve muhtıra dönemlerinde olduğu gibi yönetmeye başladığını anlattı. tüm dünyada İstanbul sözleşmesi olarak bilinen ve imzalanan temel insan hakları belgesinin yok sayılamayacağını belirten babacan, "bu iptal tek bir imzayla yapılıyor. uluslararası sözleşmeler nasıl yapılır? taraflar arasında uzun uzadıya müzakere edilir. bütün teknik bürokratik süreçler tamamlanır. ondan sonra bu sözleşme tbmm”ye gelir. dış İlişkiler komisyonunda madde madde masaya yatırılır ve komisyondan geçer, genel kurula gelir. 600 milletvekilinin oyuyla kabul edilir. ondan sonra da hükümet bunu yürürlüğe sokar. basit bir süreç değil, yüzlerce kişinin süzgecinden geçer. 30″dan fazla ülkenin ortak değer olarak kabul ettiği bütün bu ilkeler tek bir kişinin imzasıyla yok sayılamaz. böyle bir hukuk kuralı yok." diye konuştu.
‘yanliŞlarin bedelİnİ
mİlletİmİz ÖdÜyor”
babacan, ülkenin başındaki en büyük problemlerden bir tanesinin bu tek imza olduğunu ortak aklın, konuşmanın ve istişare kavramlarının kaldırıldığın vurguladı.
Şu anda kapalı odalar içerisinde çalışmalar yürüttüklerini, makul seslere kulaklarını kapattıklarını aktaran babacan, şunları kaydetti: "bütün bu yanlışların bedelini şu anda milletimiz ödüyor. türkiye”de yaşayan kadınlar ve gençler ödüyor. kendilerinin bir bedel ödediği yok. İnşallah ilk seçimde bu bedeli ödeyecekler. her işin bir hesap günü gelir. bu aziz millet o hesap günü geldiğinde bunun mutlaka hesabını sorar ve gereğini yapar. biz ekibimizle birlikte bu ülkeyi refaha çıkartırız. 2008-2009″da bütün dünya ekonomik krizle kavrulurken, komşumuz yunanistan”dan İtalya”ya, portekiz”den İrlanda”ya yani hepsi borcunu ödeyemez duruma düşmüşken türkiye bu krizden sıyrılıp çıktı. biz bunu yaptık. en az 2 defa bu ülkeyi çok kötü durumdan çektik ve çıkardık. çokta hızlı yaptık. bütün bu olanlara ve zorluklara rağmen bu ülkeyi içine düştüğü çukurdan çok hızlı bir şekilde çıkarırız, inanın bir kâbustan uyanma hızıyla bu ülke düzelir. biz bunu yaparız. sebebi çok basit, bu ülkenin problemlerinin kaynağında kötü yönetim var." foto-haber: erkan altuntaŞ