banner
Eğitim

‘Bir an önce tam zamanlı ve yüz yüze eğitim başlamalı’

viafen koleji ve metropol koleji yönetim kurulu başkanı mehmet derin; pandemi süreci ve eğitim konusunu değerlendirdi. okullarında alınan tedbirleri ve genel olarak bu süreçte eğitim konusunda beklentilerini anlatan derin, gazeteniz..

‘Bir an önce tam zamanlı ve yüz yüze eğitim başlamalı’
banner

viafen koleji ve metropol koleji yönetim kurulu başkanı mehmet derin; pandemi süreci ve eğitim konusunu değerlendirdi. okullarında alınan tedbirleri ve genel olarak bu süreçte eğitim konusunda beklentilerini anlatan derin, gazeteniz egemen”e açıklamalarda bulundu.
sözlerine “okullarımız bir an önce tam zamanlı eğitime geçmeli" diyerek başlayan derin, covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybedenlere allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve hastalara ise acil şifalar diledi.
derin; “tabi ki bu durum hiç birimizin daha doğrusu dünyanın alışık olmadığı ve öngöremediği bir süreç. maalesef hala da belirsizliğini sürdürmektedir. esasında içinde bulunulan süreci, paulo coelho”nun “tam bütün cevapları bulduğunu düşünürsün, sorular değişir…” ifadesi ile özetlemek mümkündür” dedi.
virüsün tüm alanlarda de olduğu gibi eğitimi de ciddi oranda etkilediğini ifade eden derin, bu kapsamda eğitim süreci ile ilgili yapılmasını bekledikleri bazı konuları anlattı. derin; “bilindiği üzere; türkiye”de 11 mart”ta ilk virüs vakasının sağlık bakanı tarafından açıklanmasından sonra, 16 mart 2020 pazartesi itibariyle yüz yüze eğitim durduruldu ve uzun bir tatil sürecine girildi. bu süreçte milli eğitim bakanlığı ağırlıklı olarak eba üzerinden ya da online platformlar üzerinden eğitim – öğretim takvimini uzaktan sürdürmeye çalışarak 2019-2020 eğitim öğretim sezonunu tamamladı.   hepimizin bildiği gibi yaz tatilinde virüs etkisini kaybeder ve yeni döneme güzel bir başlangıç yapmayı beklerken hem virüsün etkilerinin hem de bir takım belirsizliklerin devam ediyor olması 2020 – 2021 eğitim Öğretim dönemine online başlanabilirken bizim sınav hazırlık sınıfları olarak adlandırdığımız sınıflar yani 8. ve 12 sınıflarda yüz yüze eğitim haftada iki gün olacak şekilde başlanabildi.  sonra bilindiği üzere kademeli olarak önce ilkokul 1. sınıf öğrencileri sonra 2,3. 4. sınıflar ve devamında ortaokul 5. sınıflar ve lise 9. sınıflar için yine haftada iki gün olarak yüz yüze eğitim çalışmalarına başladı. bu arada kalan günler için ise online canlı dersler ile eba üzerinden eğitim – Öğretim çalışmaları devam etmekte. bu arada ortaokul 6. ve 7. sınıflar ile lise 10. ve 11. sınıflar ise yüz yüze eğitim öğretime geçmeyi bekleyen sınıflarımız. bizim dileğimiz okullar tüm sınıf düzeylerinde ve tam zamanlı olarak başlamalı, okullarda virüs nedeniyle esnek bırakılan okula devam mecburiyeti ivedilikle yeniden uygulanmaya başlamalıdır. bu noktada milli eğitim bakanlığı, sağlık bakanlığı ile bilim kurulu”nun çalışmaları yadsınamaz bir gerçek. bir anlamda belirsiz bir düşman ile savaşıldığı hepimizin malumu. ancak gelinen noktada sürecin uzama ihtimali düşünüldüğünde burada bizim önerimiz eğitim noktasında daha net ve sağlam tedbirlerle okullarımızın her hangi bir kronik rahatsızlılığı ve sağlık problemi bulunmayan öğrencilerimiz için tüm sınıflarda tam zamanlı ve devam mecburiyeti sağlanarak eğitim-Öğretime başlanması yönündedir” dedi.
‘ÖĞrencİlerİmİz eĞİtİm ve
kÜltÜr aİdİyetİnden kopmasin”
derin; Öğrenciler için okula devam mecburiyetinin bulunmamasının onların örgün eğitimden kopmalarına neden olmakla olduğunu ve bununla birlikte zaman, mevsim, ay ve gün gibi kavramların da karıştığını gözlemlemekte olduklarını ifade etti. derin sözlerini şu ifadelerle devam ettirdi; “çünkü bizler eğitim-öğretim takvimine göre günlerimizi planlayan bir toplumuz.  burada beni endişelendiren husus okul kavramının içinin boşalması ve aynı zamanda öğrencilerin eğitim ve kültür aidiyetinden kopmaya başlamalarıdır. İki gün yüz yüze eğitim yetersizdir.”
saĞlik her Şeyİn ÖnÜnde
ama eĞİtİm de Önemlİ bİr konu
derin; “çocuklarımız ve gençlerimiz pandemi sürecince epey bir süre evde kaldılar, bu süre zarfı boyunca tablet, bilgisayar, akıllı telefonlar ve televizyon ile adeta kardeş oldular. bu konu ile ilgili ekran ve dijital bağımlılık gibi kavramlar yazıldı çizildi. evet, burada biz eğitimcilere büyük görevler düşmekte. böylesine büyük bir belirsizliğin ortasında çocuklarımızın eğitimini önemsemek zorundayız. haftada 2 gün yapılan eğitim ne kadar yeter, amaçları karşılar bilemiyorum. tabiî ki burada sağlık her şeyin önünde, ancak eğitim gibi geleceğimizi ilgilendiren bir konuda sürece çok daha farklı bir açıdan bakılmalıdır” diye konuştu.
 ‘yasal olmayan oluŞumlara
yÖnelİk siki tedbİr alinmali”
eğitimde legal olmayan oluşumlara da dikkat çeken derin; “dünya genelinde başta gelişmiş avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede okulların gerekli önlemlerle açıldığını biliyoruz. fransa”da, İngiltere”de, almanya”da, amerika”da bizden daha fazla günlük vaka sayıları olmasına rağmen okullarında eğitime ara vermeden devam ediyorlar. bunun içindir ki bir kuşağı kaybetmekten ve tanıyamamaktan bahsediyorum. burada şunu da belirtmek gerekiyor; eğitim ile ilgili boşluğu şu anda maalesef legal olmayan bazı yapıların doldurmaya çalıştığı görülüyor. okullarımızda devam mecburiyetinin bulunmamasının da etkisiyle öğrenciler halen iki gün olarak yapılan yüz yüze eğitime dahi katılmamaktadırlar. onun içindir ki okullar bir an önce tam zamanlı eğitime geçmeli. devam mecburiyeti (kronik rahatsızlığı bulunan öğrenciler ve rapor dâhilindeki öğrencilerimiz hariç) mutlaka sağlanmalıdır” dedi.
‘yÜz yÜze eĞİtİmİn yerİnİ
asla hİç bİr Şey tutmaz”
online eğitimin, asla yüz yüze eğitimin yerini tutmayacağını savunan derin; “burada bir konuya atıfta bulunmak istiyorum; malumunuz bu süreçte literatürümüze online eğitim olarak adlandırılan bir kavram girdi. evet televizyonların haber programları olsun, bazı iş dünyası çalışmaları olsun ilgili kişilerle uzaktan zoom, skype gibi canlı yayın platformları üzerinden bağlantı yapılarak görüşmeler yapılıyor, bilgiler alınıyor. belki burada zamandan, ulaşımdan tasarruf edilerek güzel işler çıkabilir. ancak bu işi çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimi için düşündüğünüzde şunu kesinlikle söyleyebilirim: online eğitim, asla yüz yüze eğitimin yerini tutmaz. okulların tatile girmesiyle birlikte yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğüm okullarımızda nisan ayının ilk haftasında onlıne canlı derslerimize başladık. başlangıçta hepimiz için yeni olan bu alan bir heyecan oluşturdu ve yüzde70 – 80″lere varan katılımlar sağlansa da devamında maalesef katılımların düştüğünü somut olarak söyleyebilirim. bu süreçte onlıne eğitimi aktif kılmak için tüm imkanlarımızı seferber ettik diyebilirim, yapılan canlı dersler dışında, şöyle ki okul bilgi portalımız üzerinden öğretmenlerimiz tarafından hazırlanan etkinlik, video, soru – test – föy – fasükül  vb eğitim materyallerini öğrencilerimize ulaştırdık, portalımız üzerinden öğrencilerimizin öğretmenlerine ‘”sorum var”” modülü üzerinden sorularını sormaları sağladık. canlı derslere katılamayan öğrencilerimiz için hazırlanan video ders anlatımlarımız oldu. yine bu videoları okul bilgi portalımız da yayınlayarak öğrencilerimizin kullanımına sunduk. ayrıca okul bilgi portalımız üzerinden haziran ayının son haftasına kadar online deneme sınavları ile öğrencilerimizi bir anlamda aktif tutmaya ve eğitimden koparmamaya çalıştık. ancak şunu gördük ki bu süreçte online yapılan derslerin tüm tekrarlarını temmuz ve ağustos aylarında açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında yüz yüze tekrar anlatmak durumunda kaldık. bunun yanında 31 ağustosta 12. sınıflar ve 8. sınıflarda başladığımız yüz yüze eğitime pandemi de online yapılan derslerin tekrarları ile başladık. bu durum bize şunu gösterdi online yaptığımız dersleri ki tüm ek destek çalışmalarına rağmen tekrar yapmak durumunda kaldık. yani online derslerde maalesef istenilen öğrenme düzeyinin yakalanmadığı ortada. tabii bu işin öğrenme açısından görülen eksiklik tarafı, bir de bu işin teknik olarak yaşanılan aksaklıkları; mesela internet bağlantılarının olmaması, her çocuğumuzun kullanabileceği tablet ve bilgisayarının bulunmaması da online eğitimden istenilen verimin alınamamasına sebep olmuştur” diye konuştu.
derİn; dİjİtal baĞimlilik
konusuna vurgu yapti
dijital bağımlılık konusuna da özellikle dikkat çeken eğitimci mehmet derin; “çocuklarımızın uzun süre evde kalmaları onların tablet, cep telefonları ve uzun süre bilgisayar kullanımı onlarda bir dijital bağımlılık yaptı diyebilirim. gerçekten şu anda derslerimizde cep telefonu ile büyük bir mücadele veriyoruz. gerek öğretmenlerimizle gerek velilerimizle yaptığımız görüşmelerde cep telefonu kullanımının öğrencilerin hem sosyalleşmesi hem de başarısının önünde en büyük engel olduğu ortada iken pandemi sürecinin çocuklarda bu bağımlılığı pekiştirdiği bir durum olarak karşımızda duruyor. okullar sokaktan daha güvenli buna da vurgu yapmak istiyorum.
hepimizin bildiği gibi sosyal medya platformlarında okul sokaktan daha güvenli söylemleri ile karşılaştık. bizlerde bu söylemin arkasındayız. Şöyle ki, öncelikle tüm öğrencilerimizin hes kodları alınarak covid pozitif takipleri yapılıyor. Öğrenciler okula girerken ateşleri ölçülüyor, maskelerini sürekli olarak takmaları, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına uymaları konularında sürekli olarak uyarılmaktadırlar. yemekhaneye öğrencilerimiz kademeli olarak alınmakta ve masalarda oturma düzeni sosyal mesafe kurallarına göre yapılmaktadır. ayrıca okullarımızın temizlik, hijyen ve havalandırma konularında hassas davrandığımızı gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. ayrıca okullarımız için tse tarafından verilen  ‘okulum temiz” belgesini almış bulunmaktadır. aynı şekilde devlet okullarında da okul idarecilerimizin aynı hassasiyeti gösterdiklerini biliyorum. ancak ne yazık ki dışarıda aynı hassasiyetleri görülmüyor” dedi. fotoğraf: erdi ulukaya – haber: Şeyda coŞar
viafen koleji ve metropol koleji yönetim kurulu başkanı mehmet derin; pandemi süreci ve eğitim konusunu değerlendirdi. okullarında alınan tedbirleri ve genel olarak bu süreçte eğitim konusunda beklentilerini anlatan derin, gazeteniz egemen”e açıklamalarda bulundu.
sözlerine “okullarımız bir an önce tam zamanlı eğitime geçmeli" diyerek başlayan derin, covid-19 salgını nedeniyle hayatını kaybedenlere allahtan rahmet, yakınlarına sabır ve hastalara ise acil şifalar diledi.
derin; “tabi ki bu durum hiç birimizin daha doğrusu dünyanın alışık olmadığı ve öngöremediği bir süreç. maalesef hala da belirsizliğini sürdürmektedir. esasında içinde bulunulan süreci, paulo coelho”nun “tam bütün cevapları bulduğunu düşünürsün, sorular değişir…” ifadesi ile özetlemek mümkündür” dedi.
virüsün tüm alanlarda de olduğu gibi eğitimi de ciddi oranda etkilediğini ifade eden derin, bu kapsamda eğitim süreci ile ilgili yapılmasını bekledikleri bazı konuları anlattı. derin; “bilindiği üzere; türkiye”de 11 mart”ta ilk virüs vakasının sağlık bakanı tarafından açıklanmasından sonra, 16 mart 2020 pazartesi itibariyle yüz yüze eğitim durduruldu ve uzun bir tatil sürecine girildi. bu süreçte milli eğitim bakanlığı ağırlıklı olarak eba üzerinden ya da online platformlar üzerinden eğitim – öğretim takvimini uzaktan sürdürmeye çalışarak 2019-2020 eğitim öğretim sezonunu tamamladı.   hepimizin bildiği gibi yaz tatilinde virüs etkisini kaybeder ve yeni döneme güzel bir başlangıç yapmayı beklerken hem virüsün etkilerinin hem de bir takım belirsizliklerin devam ediyor olması 2020 – 2021 eğitim Öğretim dönemine online başlanabilirken bizim sınav hazırlık sınıfları olarak adlandırdığımız sınıflar yani 8. ve 12 sınıflarda yüz yüze eğitim haftada iki gün olacak şekilde başlanabildi.  sonra bilindiği üzere kademeli olarak önce ilkokul 1. sınıf öğrencileri sonra 2,3. 4. sınıflar ve devamında ortaokul 5. sınıflar ve lise 9. sınıflar için yine haftada iki gün olarak yüz yüze eğitim çalışmalarına başladı. bu arada kalan günler için ise online canlı dersler ile eba üzerinden eğitim – Öğretim çalışmaları devam etmekte. bu arada ortaokul 6. ve 7. sınıflar ile lise 10. ve 11. sınıflar ise yüz yüze eğitim öğretime geçmeyi bekleyen sınıflarımız. bizim dileğimiz okullar tüm sınıf düzeylerinde ve tam zamanlı olarak başlamalı, okullarda virüs nedeniyle esnek bırakılan okula devam mecburiyeti ivedilikle yeniden uygulanmaya başlamalıdır. bu noktada milli eğitim bakanlığı, sağlık bakanlığı ile bilim kurulu”nun çalışmaları yadsınamaz bir gerçek. bir anlamda belirsiz bir düşman ile savaşıldığı hepimizin malumu. ancak gelinen noktada sürecin uzama ihtimali düşünüldüğünde burada bizim önerimiz eğitim noktasında daha net ve sağlam tedbirlerle okullarımızın her hangi bir kronik rahatsızlılığı ve sağlık problemi bulunmayan öğrencilerimiz için tüm sınıflarda tam zamanlı ve devam mecburiyeti sağlanarak eğitim-Öğretime başlanması yönündedir” dedi.
‘ÖĞrencİlerİmİz eĞİtİm ve
kÜltÜr aİdİyetİnden kopmasin”
derin; Öğrenciler için okula devam mecburiyetinin bulunmamasının onların örgün eğitimden kopmalarına neden olmakla olduğunu ve bununla birlikte zaman, mevsim, ay ve gün gibi kavramların da karıştığını gözlemlemekte olduklarını ifade etti. derin sözlerini şu ifadelerle devam ettirdi; “çünkü bizler eğitim-öğretim takvimine göre günlerimizi planlayan bir toplumuz.  burada beni endişelendiren husus okul kavramının içinin boşalması ve aynı zamanda öğrencilerin eğitim ve kültür aidiyetinden kopmaya başlamalarıdır. İki gün yüz yüze eğitim yetersizdir.”
saĞlik her Şeyİn ÖnÜnde
ama eĞİtİm de Önemlİ bİr konu
derin; “çocuklarımız ve gençlerimiz pandemi sürecince epey bir süre evde kaldılar, bu süre zarfı boyunca tablet, bilgisayar, akıllı telefonlar ve televizyon ile adeta kardeş oldular. bu konu ile ilgili ekran ve dijital bağımlılık gibi kavramlar yazıldı çizildi. evet, burada biz eğitimcilere büyük görevler düşmekte. böylesine büyük bir belirsizliğin ortasında çocuklarımızın eğitimini önemsemek zorundayız. haftada 2 gün yapılan eğitim ne kadar yeter, amaçları karşılar bilemiyorum. tabiî ki burada sağlık her şeyin önünde, ancak eğitim gibi geleceğimizi ilgilendiren bir konuda sürece çok daha farklı bir açıdan bakılmalıdır” diye konuştu.
 ‘yasal olmayan oluŞumlara
yÖnelİk siki tedbİr alinmali”
eğitimde legal olmayan oluşumlara da dikkat çeken derin; “dünya genelinde başta gelişmiş avrupa ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede okulların gerekli önlemlerle açıldığını biliyoruz. fransa”da, İngiltere”de, almanya”da, amerika”da bizden daha fazla günlük vaka sayıları olmasına rağmen okullarında eğitime ara vermeden devam ediyorlar. bunun içindir ki bir kuşağı kaybetmekten ve tanıyamamaktan bahsediyorum. burada şunu da belirtmek gerekiyor; eğitim ile ilgili boşluğu şu anda maalesef legal olmayan bazı yapıların doldurmaya çalıştığı görülüyor. okullarımızda devam mecburiyetinin bulunmamasının da etkisiyle öğrenciler halen iki gün olarak yapılan yüz yüze eğitime dahi katılmamaktadırlar. onun içindir ki okullar bir an önce tam zamanlı eğitime geçmeli. devam mecburiyeti (kronik rahatsızlığı bulunan öğrenciler ve rapor dâhilindeki öğrencilerimiz hariç) mutlaka sağlanmalıdır” dedi.
‘yÜz yÜze eĞİtİmİn yerİnİ
asla hİç bİr Şey tutmaz”
online eğitimin, asla yüz yüze eğitimin yerini tutmayacağını savunan derin; “burada bir konuya atıfta bulunmak istiyorum; malumunuz bu süreçte literatürümüze online eğitim olarak adlandırılan bir kavram girdi. evet televizyonların haber programları olsun, bazı iş dünyası çalışmaları olsun ilgili kişilerle uzaktan zoom, skype gibi canlı yayın platformları üzerinden bağlantı yapılarak görüşmeler yapılıyor, bilgiler alınıyor. belki burada zamandan, ulaşımdan tasarruf edilerek güzel işler çıkabilir. ancak bu işi çocuklarımızın ve gençlerimizin eğitimi için düşündüğünüzde şunu kesinlikle söyleyebilirim: online eğitim, asla yüz yüze eğitimin yerini tutmaz. okulların tatile girmesiyle birlikte yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğüm okullarımızda nisan ayının ilk haftasında onlıne canlı derslerimize başladık. başlangıçta hepimiz için yeni olan bu alan bir heyecan oluşturdu ve yüzde70 – 80″lere varan katılımlar sağlansa da devamında maalesef katılımların düştüğünü somut olarak söyleyebilirim. bu süreçte onlıne eğitimi aktif kılmak için tüm imkanlarımızı seferber ettik diyebilirim, yapılan canlı dersler dışında, şöyle ki okul bilgi portalımız üzerinden öğretmenlerimiz tarafından hazırlanan etkinlik, video, soru – test – föy – fasükül  vb eğitim materyallerini öğrencilerimize ulaştırdık, portalımız üzerinden öğrencilerimizin öğretmenlerine ‘”sorum var”” modülü üzerinden sorularını sormaları sağladık. canlı derslere katılamayan öğrencilerimiz için hazırlanan video ders anlatımlarımız oldu. yine bu videoları okul bilgi portalımız da yayınlayarak öğrencilerimizin kullanımına sunduk. ayrıca okul bilgi portalımız üzerinden haziran ayının son haftasına kadar online deneme sınavları ile öğrencilerimizi bir anlamda aktif tutmaya ve eğitimden koparmamaya çalıştık. ancak şunu gördük ki bu süreçte online yapılan derslerin tüm tekrarlarını temmuz ve ağustos aylarında açılan destekleme ve yetiştirme kurslarında yüz yüze tekrar anlatmak durumunda kaldık. bunun yanında 31 ağustosta 12. sınıflar ve 8. sınıflarda başladığımız yüz yüze eğitime pandemi de online yapılan derslerin tekrarları ile başladık. bu durum bize şunu gösterdi online yaptığımız dersleri ki tüm ek destek çalışmalarına rağmen tekrar yapmak durumunda kaldık. yani online derslerde maalesef istenilen öğrenme düzeyinin yakalanmadığı ortada. tabii bu işin öğrenme açısından görülen eksiklik tarafı, bir de bu işin teknik olarak yaşanılan aksaklıkları; mesela internet bağlantılarının olmaması, her çocuğumuzun kullanabileceği tablet ve bilgisayarının bulunmaması da online eğitimden istenilen verimin alınamamasına sebep olmuştur” diye konuştu.
derİn; dİjİtal baĞimlilik
konusuna vurgu yapti
dijital bağımlılık konusuna da özellikle dikkat çeken eğitimci mehmet derin; “çocuklarımızın uzun süre evde kalmaları onların tablet, cep telefonları ve uzun süre bilgisayar kullanımı onlarda bir dijital bağımlılık yaptı diyebilirim. gerçekten şu anda derslerimizde cep telefonu ile büyük bir mücadele veriyoruz. gerek öğretmenlerimizle gerek velilerimizle yaptığımız görüşmelerde cep telefonu kullanımının öğrencilerin hem sosyalleşmesi hem de başarısının önünde en büyük engel olduğu ortada iken pandemi sürecinin çocuklarda bu bağımlılığı pekiştirdiği bir durum olarak karşımızda duruyor. okullar sokaktan daha güvenli buna da vurgu yapmak istiyorum.
hepimizin bildiği gibi sosyal medya platformlarında okul sokaktan daha güvenli söylemleri ile karşılaştık. bizlerde bu söylemin arkasındayız. Şöyle ki, öncelikle tüm öğrencilerimizin hes kodları alınarak covid pozitif takipleri yapılıyor. Öğrenciler okula girerken ateşleri ölçülüyor, maskelerini sürekli olarak takmaları, sosyal mesafeye ve hijyen kurallarına uymaları konularında sürekli olarak uyarılmaktadırlar. yemekhaneye öğrencilerimiz kademeli olarak alınmakta ve masalarda oturma düzeni sosyal mesafe kurallarına göre yapılmaktadır. ayrıca okullarımızın temizlik, hijyen ve havalandırma konularında hassas davrandığımızı gönül rahatlığıyla ifade edebilirim. ayrıca okullarımız için tse tarafından verilen  ‘okulum temiz” belgesini almış bulunmaktadır. aynı şekilde devlet okullarında da okul idarecilerimizin aynı hassasiyeti gösterdiklerini biliyorum. ancak ne yazık ki dışarıda aynı hassasiyetleri görülmüyor” dedi. fotoğraf: erdi ulukaya – haber: Şeyda coŞar

banner

YORUMLAR (İLK YORUMU SİZ YAZIN)

banner


ÜYE GİRİŞİ

KAYIT OL


flf motor enerji bilişim ltd. şti. web yazılım tasarım ucuz çelik ev prefabrik site fiyat konteyner bungalov tiny house program web sayfası